Cinsiyet, bir bireyin dişi ya da erkek olma durumudur. Cinsel gelişim ise bireyin gelişen üreme organları ve değişen hormonel durumu nedeniyle birtakım değişimler geçirdiği, yaşantılar elde ettiği ve bu değişime yönelik davranışlar sergilediği bir süreçtir. Cinsel gelişim belli başlı dönemlere ve bu dönemlerde de ortaya çıkan farklı özelliklere sahiptir.
Bu süreç aynı zamanda bireyin cinsel kimliğinin oluşmasını ve cinsel kimliğe uygun davranışları kazanmasını da içerir. Cinsel kimliğin oluşmasında cinsiyet eğitimi önemlidir. Gerek normal gelişim gösteren bireyler gerek özel gereksinimli bireylerin cinsel gelişim sürecini sağlıklı tamamlayabilmeleri için öncelikle kendi cinsleri ile kaşı cins arasındaki farklılıkları bilmeleri gerekir.
Özel Gereksinimli Bireylere Neden Cinsel Eğitim Verilmelidir?
Normal gelişim gösteren bireyler, bu gelişime dair cinsel bilgi ve deneyimi arkadaşlarından, ailelerinden ya da sosyal çevreden edinebilir. Bu bireylerin aile dışında birçok kaynağı olabilmektedir. Fakat özel gereksinimli bireyler için bu süreç biraz daha farklı işleyebilmektedir.
Özel gereksinimli bireyler normal gelişim gösteren bireylere nazaran kısıtlı bir sosyal çevreye sahip olabilmektedirler. Sosyal çevreden ve arkadaşlarından öğrenebileceklerinden mahrum kalabilmekte, bedeninde gerçekleşen değişimleri anlamada ve cinsel kimliğine uygun davranışları edinmede eğitime daha fazla ihtiyaç duymaktadırlar. Bu noktada ailelere önemli görevler düşmektedir.
Zihin engelli bireyler özellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan karşı cinse ilginin artmasının etkisi ve niyeti anlamada yaşadıkları güçlükler nedeniyle cinsel istismara maruz kalmaya daha açıktırlar.
Özellikle kızların istenmeyen fiziksel temaslara karşı nasıl tepki vereceklerini bilmedikleri, kendilerini ifade etmede sorun yaşadıkları saptanmıştır.
Erkeklerde ise sorunlar cinsel isteklerini hangi uygun ortamlarda karşılamaları gerektiğini bilmemeleri şeklinde kendini göstermektedir. Bu doğal bir ihtiyaçtır ve birey uygun ortamlarda bunu gerçekleştirmelidir. Bu nedenle uygun mekân öğretimi yapılmalıdır.
Bireylere çocuk yaşlarda özel bölge kavramı ve özel bölgeleri öğretilmeli, gizlenmesi gerektiği ve uygun kişiler (anne, baba, doktor) dışında kimsenin dokunmasına izin vermemesi gerektiği benimsetilmelidir. İyi sırlar-kötü sırlar öğretilmeli, onları üzen, endişelendiren, ürküten veya rahatsız eden tüm sırların kötü sırlar olduğu ve saklanmaması, güvenilir bir yetişkine anlatılması gerektiği vurgulanmalıdır.
Bunun dışında ergenlik dönemindeki en önemli olaylardan biri menstruasyondur. Kızların bu döneme ilişkin bilgilendirilmesi, psikolojik açıdan hazırlanması ve kızlara bu dönemde nasıl hareket etmesi gerektiği öğretilmelidir.
Tüm bu durumlar özel gereksinimli bireylerde cinsel eğitimin önemini ve neden verilmesi gerektiğini göstermektedir.
Özel Gereksinimli Bireylerde Cinsel Gelişim
Özel gereksinimli bireyler de normal gelişim gösteren bireyler gibi aynı cinsel gelişim dönemlerinden geçmekte, aynı değişimleri ve benzer sorunları yaşamaktadırlar. Yalnızca bu durumlar özel gereksinimli bireylerde biraz daha geç ortaya çıkabilmektedir
Cinsel Eğitim İçin Doğru Zaman Ne Zamandır?
Birey cinsiyet özelliklerine ve cinsel organlara ilişkin sorular sormaya başladığı andan itibaren eğitime başlanabilir. Bu bireyin bir şeylerin farkına varmaya başladığının ve ilgisinin oluştuğunun göstergesidir. Bunlar uygun zaman işaretidir.
Özel Gereksinimli Bireylere Cinsel Eğitim Verilirken Nasıl Bir Dil Kullanılmalıdır?
- Öncelikle bu bireylerin tekrara ihtiyacı olabileceği göz önünde bulundurularak sabırlı olunmalıdır.
- Olabildiğince somut, pratik, anlaşılır ve yanlış yorumlamalara neden olmayacak şekilde net bir dil kullanılmalıdır.
- Üstü kapalı bir anlatım benimsenmemelidir. Kesinlikle leylekler getirdi, kapının önüne bıraktılar veya cami avlusunda buldum gibi yanıtlar verilmemelidir.
Tüm bilgileri detaylı olarak aktarmak yanlış olur. Küçük yaş döneminde anlatılanlar oldukça yalın olmalıdır. Çocuk büyüdükçe detaya girilebilir.
Örneğin; okul öncesi dönemde çocuk cinsel organının ne işe yaradığını sorarsa, gözümüz nasıl görmeye, burnumuz nasıl koklamaya yarıyorsa, penis/vajina da çiş yapmaya yarar denmesi yeterli olacaktır.
Cinsel Gelişim Dönemlerinde ve Cinsel Eğitimde Öneriler
Anal Dönem (18-36 Ay)
Çocuklar bu dönemde kız-erkek olduklarını fark eder.
- Bireyler kendi cinsel kimliklerine ve yaşına göre giydirilmelidir.
- Çocuğun cinsiyetine uygun oyunlara teşvik edilirken, karşı cinsiyete ilişkin oyunlar da tamamen yasaklanmamalı, çocuğun karşı cinsiyete olan merakı giderilmelidir.
- Bireyin cinsiyet rollerini benimsediği oyunları oynaması pekiştirilmeli (evcilik oyunu gibi), bu oyunları oynaması için fırsatlar yaratılmalıdır.
- Farklı sıfatlarla seslenmek yerine cinsel kimliği ortaya koyan kızım, oğlum gibi kelimeler kullanılmalıdır.
- Bireyin “bu neden kız? Bu neden erkek? Annelerin saçları neden uzundur? Babaların neden sakalı vardır?” vb. soruları uygun bir dille cevaplandırılmalıdır.
Fallik Dönem (36-60 Ay)
Bu yaşlardaki çocuklar, kız erkek arasındaki farklılıkları anlayabilmektedirler.
- Bireyin oyun içinde kendi cinsiyetine uygun olmayan rolleri sergilediği fark edildiğinde eleştirmek ya da kızmak yerine cinsiyetine yönelik sohbet başlatılmalıdır.
- Çocuğa model olunmalı, mümkünse öz bakım ihtiyaçları (banyo yapma vb.) aynı cinsiyetteki ebeveyni tarafından karşılanmalıdır.
- Odası, anne babasının odasından ayrılmalıdır.
Latent Dönem (6-11 Yaş)
- Bireye getirilecek sınırlılıklar cinsiyeti öne sürülerek değil başka nedenlerle açıklanmalıdır.
- Karşı cinsle uygun etkileşimlerde bulunabileceği uygun ortamlar oluşturulmalı, etkinlikler düzenlenmelidir.
Genital Dönem (11-18 Yaş)
- Genç kız ve genç erkek kavramı öğretilmelidir.
- Bedenin gelişmesiyle içinde bulunduğu uyum sürecinde ortaya çıkabilecek sakarlık gibi durumlarda zarar göz ardı edilmeye çalışılmalıdır.
- Bağımsız aldığı kararların doğruluğu sohbetlerle bireye sorgulatılmalı, direkt yargılarla iletişime geçilmemelidir.
- Geleceğe yönelik rolleri, uygun bir dille, bireyi kaygılandırmayacak ve panikletmeyecek şekilde anlatılmalıdır.
- Hormonel nedenlerle sürekli değişim gösterebilen duygu durumları ve ortaya çıkan öfke nöbetleri normal karşılanmalıdır.
- Özel bölgelerini uygun kişiler dışında (anne-baba-doktor) kimseye göstermemesi gerektiği anlaşılır şekilde söylenmeli, bu bireye benimsetilmelidir.
- Bedensel değişimler açıklanmalı, birey bu değişikliklere hazırlanmalıdır.
Filiz Yazçiçek
Zihin Engelliler Öğretmeni